Frmtr.com demiş ki: Konu, ünlü kozmolog Stephen Hawking ve Albert Einstein'ın Kuramları ve Çalışmalarının derlemesidir.
Güncel Haberler yayımlandıkça konu güncellenecektir.
İnsanoğlunun ilk adımı
Çok uzun süre önce Dünya Ürkütücü bir yerdi. vikingler gibi dayanıklı insanlar doğa olaylarını anlamdırmak için, olağanüstü varlıklara inandılar.
Şimşekler ve Fırtanalar gibi .
Thor Şimşek Tanrısı, Aegir deniz Fırtınaları, En çok korkulan ise Skoll'du.
Güneş tutulmasından sorumluydu. Bazen Güneş'i yiyerek gündüzün geceye dönüşmesini sağlayarak, ürkütücü anın yaşanmasına neden olurdu.
Bilimsel açıklamadan yoksun iken, Güneş'in ortadan kayboluşunu izlemenin ne kadar rahatsızlık verebileceğini hayal edin.
Vikingler onlara anlamlı gelen tek yolla cevap verdiler, ürkütüp kaçırmak. Vikingler bu davranışlarının, Güneş'in geri dönmesine sebep olduğuna inandılar. Elbette, tutulmanın kaybolmasının bununla alakası olmadığını biliyoruz.
Kainat, göründüğü kadar doğaüstü ve gizemli olmayabilir.
Bunun için evrenin nasıl işlediğini kavrayabilmek gerekir.
M.Ö 300'lerde Aristarkus adında filozof da tutulmaların cazibesine kapıldı.
Bunların neden olduğunu soracak kadar cesaretliydi.
Tutulmaların tanrısal bir olay olmadığını ve Güneş, Dünya ve Ay arasındaki ilişkiyi çözen şemalar çizdi.
Güneş'in çevresinde dönen bir gezegen olduğumuzu ortaya koydu.
Kainat, yasalar veya ilkeler tarafından yönetilen bir makinedir. İnsan zihni tarafından kavranabilen yasalar.
Doğa Yasaları Nedir ve Neden bu Kadar Güçlüdür ?
Tenis ile örnek verelim :
2 tür yasa vardır.
1- İnsan Kaynaklı :
Kortun büyüklüğü ve filenin yüksekliği gibi yasalar, akla uygun biçimde tenis birliği tarafından değiştirilebilir.
2 - Doğa Kaynaklı :
Bu yasalar sabittir ve değiştirilemez. Topun nereye gideceğini, ne hızla gideceğini, oyuncuların kaslarından enerjinin nasıl aktarıldığı ve Evrensel yasaların toplamıdır.
Bu yasalar asla çiğnenemez.
Eğer bu anlatımın ilk partını daha kapsamlı ve görüntülü olarak izlemek isterseniz ;
2. Part
Doğa yasaları keşfedildikçe;
şimşeklerden, depremlere, fırtınalardan, yıldızların parlamasına her türlü olayı açıklamıştır. Kozmoloji evrenin nereden geldiğini anlamaya çalışır.
Önce evrenin oluşabilmesi için neler gerektiğine bakalım :
1- Madde : Kütleden oluşan madde. Madde dört bir yanımızdadır.
Ayağımızın altındaki zeminde ve uzayda. Toz, kaya, buz ve sıvılarda, engin gaz bulutlarında, milyarlarca güneşi barındıran inanılmaz mesafelere ulaşan dev sarmallarında.
2 - Enerji : Üzerinde pek düşünmesek bile enerinin aslında ne olduğunu biliriz. Güneş'e bakın, onu yüzünüzde hissedebilirsiniz.
3 - Boşluk (Space) : Nereye bakarsak bakalım boşluğu görürüz. Her yanı kaplayan başınızı döndürmeye yetecek kadar boşluk.
Peki tüm madde, enerji ve boşluk nereden gelmiş olabilir ?
Yanıt bir tek kişinin fikirlerinden geliyor...
Albert Einstein'dan.
Einstein, evreni oluşmak için gereken iki ana bileşen, kütle ve enerji aslında aynı şeylerdi. Bir madalyonun iki yüzü gibiydi ( E=mc2).
Kütlenin bir tür enerji olarak düşünülebileceği anlamına geliyordu veya tam tersi.
Üç bileşen yerine, evrenin artık yalnızca iki tanesine sahip olduğunu söyleyebiliriz.
Enerji ve Boşluk.
Peki, tüm enerji ve boşluk nereden geldi ?
Yıllar süren çalışmalar sonucunda, Büyük Patlama anında boşlukla birlikte enerjiyle dolu bir evren ortaya çıktı.
Peki, tüm enerji ve boşluk nereden nasıl geldi ? Hiçlikten nasıl ortaya çıkıverdi ?
Bilim, şu şekilde açıklar :
Fizik yasaları, negatif enerjinin var olmasını gerektirir. Tuhaf gözüksede kolay bir örnekle anlaşılabilir duruma getirebiliriz.
Düz bir toprak arazisinde, tepe inşa etmek isteyen bir adam hayal edin.
Tepe, Evreni temsil etsin.
Tepenin oluşabilmesi için, yerde bir çukur kazar ve tepeyi yapmak için topraktan yararlanılır.
Ancak tepenin oluşabilmesi için bir çukurda yaratılır.
Aslında tepenin negatif modeli yaratılır. Çukurda yer alan madde, artık tepeye dönüşmüştür.
Böylece hepsi mükemmel bir şekilde eşitlenir. Bu evrenin başlangıcında ne olduğunu açıklayan bir ilkedir.
Büyük patlama muazzam miktarda pozitif enerji üretirken, aynı zamanda eş miktarda negatif enerji de üretmiştir.
Bu şekilde, pozitif ve negatif enerji daima birbirini sıfırlar.
Bu, doğanın bir başka yasasıdır.
Peki, bugün tüm bu negatif enerji nerede?
3. Malzeme olan boşluk ( space ) ' de.
En eski bilimsel yasalar arasında yer alan, kütleçekim ve hareket ile ilgili doğa yaslarına göre ;
Boşluk muazzam bir negatif enerji deposudur. Her şeyin sıfıra denk gelmesini sağlayacak kadar.
Kısacası, Evren karşılıksız elde edilen bir yemektir.
Eğer bu anlatımın ikinci partını daha kapsamlı ve görüntülü olarak izlemek isterseniz ;
Pozitif ve negatif enerjilerin sıfıra denk geldiğini bildiğimize göre, artık bu sürecin nasıl başladığını kavramamız lazım.
Günlük yaşantımızda bir şeylerin aniden cisimleşmesi normal karşılanmaz. Canınız istediğinde, parmaklarınızı şıklatıp ortaya bir fincan kahve çıkaramazsınız değil mi ?
Diğer malzemelerden ortaya çıkarmanız gerekiyor ;
Kahve çekirdekleri, su, süt ve şeker gibi.
Bu kahve fincanından, atom altı seviyeye geçtiğinizde çok garip birşeyler olur.
kısa bir süre için hiçlikten bir şeylerin ortaya çıkabildiği bir dünyaya ulaşırsınız.
Bunun sebebi bu ölçekte ; proton gibi parçacıkların, kuantum mekaniği adını verdiğimiz doğa yasalarına göre hareket etmesidir. Tesadüfen bir yerde ortaya çıkarlar ve kaybolurlar. Proton ve diğer tüm doğa yasalarının gerektirdiği, bir anda hiçlikten ortaya çıkabileceği anlamına gelir.
Peki, kuantum yasalarını yaratıldı mı ?
Nedensellik ilkesinin sayesinde, önceden yaşanan bir şeyin sonucu olarak hayatı tecrübe ederiz. Bu yüzden Evrenin oluşması için yaratıldığını ve bir şeyin neden olduğunu düşünmemiz son derece doğaldır.
Ancak evrenin tamamı için konuşuyorsak,bu şekilde olması gerekmiyor.
Şu şekilde kolayca örneklendirilebilir:
Yamaçtan aşağı akan nehrin oluşmasını sağlayan nedir ? Cevabı, önceden dağlara yağan yağmur olabilir. Peki yağmura ne neden oldu ? Cevabı, Güneş'in okyanus üzerinde parlayarak, su buharını göğe yükseltip, bulutların oluşmasını sağladı. Peki Güneş'in parlamasını ne sağladı ? Cevabı, Hidrojen atomlarının helyumu oluşturabilmek için birleşirken sağladığı enerjidir. Peki Hidrojen Nereden geliyor ? Yanıt : Büyük Patlamadan.
Doğa yasaları, evrenni protonla benzer bir şekilde bir anda ortaya çıktığını söylemekle kalmaz, enerji açısından hiçbir şeye gereksinimi olmadığını da söyler.
Bunun açıklaması, Albert Einstein'ın kuramlarında yer alıyor. Büyük patlama sırasında muazzam bir olay yani Zaman başlamıştır.
Bu fikri kavramak için uzayda sürüklenen bir karadelik düşünün.
Çekim alanı o kadar kuvvetlidir ki , zamanı eğip büker.
Karadeliğe doğru yaklaşan bir saat olursa, saatin giderek yavaşlaması ve karadeliğin içine girdikten sonra tamamen durması gerekir.
Bu demektir ki kısaca Karadeliğin içinde zaman olmaz.
Evrenin ilk saniyelerine seyahat ettiğimizde, kainat giderek küçülür. En sonunda sonsuz derecede yoğun bir karadelikten ibaret olur.
Bu durumda nedenin olması için zaman mevcut değildir. Neden yoksa
Büyük Patlamanın, bir yaratıcı tarafından müdahile edilme olasılığı yok demektir. Çünkü varoluş için, zamanın mevcut olması gerekir.
İnsanoğlunun 3000 yıldan beri aradığı, kütle ve çekim kuvvetlerinden başlayıp evrenin nasıl başladığını keşfettik.
Eğer bu anlatımın üçüncü partını daha kapsamlı ve görüntülü olarak izlemek isterseniz ;
Genel kuramlar hakkında görüşlerinizi bilimin çerçevesinde, paylaşabilirsiniz.
Ptsi Ağus. 12, 2013 9:17 pm tarafından Celik
» "Çözüldü"İkonu ve Sonuçlandırılmış Sistemi
Salı Ağus. 06, 2013 2:57 pm tarafından Celik
» "Çözüldü"İkonu ve Sonuçlandırılmış Sistemi
Salı Ağus. 06, 2013 2:57 pm tarafından Celik
» "Çözüldü"İkonu ve Sonuçlandırılmış Sistemi
Salı Ağus. 06, 2013 2:57 pm tarafından Celik
» "Çözüldü"İkonu ve Sonuçlandırılmış Sistemi
Salı Ağus. 06, 2013 2:56 pm tarafından Celik
» "Çözüldü"İkonu ve Sonuçlandırılmış Sistemi
Salı Ağus. 06, 2013 2:15 pm tarafından Celik
» "Çözüldü"İkonu ve Sonuçlandırılmış Sistemi
Salı Ağus. 06, 2013 2:15 pm tarafından Celik